Sosyolog Dr. Semiha Topal, geçtiğimiz şubat ayında Afganistan’daydı. Kız çocuklarının okuma oranları üzerine bir saha çalışması yapmaya giden Topal, araştırmasını 18 Mart’ta Birleşmiş Milletler’de anlattı. ZAMAN 13 NİSAN 2014
Geçtiğimiz ay Birleşmiş Milletler’de Kadınların Statüsü Komisyonu, 58. kez toplandı. Dünyanın dört bir yanından bakanlar, devlet yetkilileri ve STK’lar nezdinde katılımın olduğu programda dikkat çeken bir panel yapılmıştı. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Kadın Platformu’nun Peace Islands Institute (PII) ve Afganistan BM Daimi Temsilciliği’nin ortaklaşa düzenlediği panelde, “Afganistan’da Kız Çocuklarının Eğitimi” ele alındı. Birleşmiş Milletler temsilcisi iki konuşmacının yanı sıra Türk akademisyen Dr. Semiha Topal da Afganistan’daki saha çalışmasını anlattı. Fatih Üniversitesi Sosyoloji bölümü öğretim üyesi olan Topal, Türkiye’ye döndüğünde çalışmasını bize de anlattı.
Topal, “Afgan-Türk Kolejleri ve Afganistan’daki Kız Çocuklarının Eğitimine Etkisi” adlı araştırmasının sonucunda, Afgan-Türk okullarının kız çocuklarının okumasında büyük etkisi olduğunu tespit etmiş. Topal; “Afgan-Türk okullarının Afganistan’da büyük bir ihtiyaç olan ‘kaliteli eğitim’ talebini karşılıyor.” Kızların eğitimi konusunda herkesin aklına okula gitme oranları ve okur yazar olmaları geliyor. Topal’ın dikkat çektiği sürdürülebilir eğitim kavramı oluyor. Yani ilkokula sürekli gidebilmesi, liseye ve sonrasında üniversiteye de gidebilmesi, mezun olduğunda da çalışabilmesi. Afganistan’da evlilik çağına gelmiş kızların okula gitmesine iyi bakılmıyor. Kızlarını liseye gönderen ailelerin sosyal baskıyı göze alması gerekiyor bu sebeple. Afgan-Türk okulları bu anlamda sadece eğitimde kaliteyi değil kültür bariyerlerini aşmayı da hedefliyor. Topal, Kabil ve Kandahar’da ailelerle görüşmüş. İki kızını lisede okutan bir babanın bunu yakın çevresinden gizlediğini söylüyor. Fakat bu toplumsal baskı görmesini engellememiş.
Afgan-Türk kolejlerinin kız lisesi açma hikâyesi de oldukça ilginç. Velilerin talebiyle kız okulu açılıyor. Mesela Kandahar’da yaşayan Karzai ailesi buraya kızlar için ilköğretim okulu açılmasını istemiş. Topal, erkek okullarının başarısının kız okulları için büyük bir reklam olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Kız öğrencilerinin çoğunun ya erkek kardeşi ya da bir akrabası burada öğrenci. Onun sayesinde aileler kızlarını da okutma kararı alıyor. Fakat Afganistan’da özellikle kız okulları için sadece kaliteli eğitim ve olimpiyatlarda alınan madalyalar değil güven de önemli. Aileler öğretmenlerin Türk ve Müslüman kimliğine, karakterlerine güveniyorlar. Mülakat yaptığım velilerden biri, öğretmenin odasını kendisine verip çimlerin üzerinde yatmasından çok etkilendiğini söylüyor mesela. Bu diğergâmlığın onlara güvenmesini sağladığını, bütün toplumsal baskıları göze alarak kızını okula göndermesine sebep olduğunu söylüyor.”
Kızlar kadın doğum doktoru olmak istiyor
Bu kolejlerde ve dershanelerde okuyan 600 kız öğrencinin katıldığı bir anket çalışması da yapan Topal, kızların en çok doktor olmak istediğini söylüyor. Özellikle kadın doğum doktoru. İlginçtir Afganistan’da kadınların hastalığı ne olursa olsun kadın doğum doktoruna gidiliyor. Ve kadın doğum doktorlarının neredeyse hepsi kadın. Afgan-Türk kolejindeki öğrencilerin dünya standartlarında eğitim aldığını gözlemlediğini söyleyen Topal, “Öğretmenlerin yaşadığı apartmana elektrik Türkiye’de getirilen jeneratörle sağlanıyor. Günde 6 saat. Bu şartlarda kolejde akıllı tahta var. Kızlar en aşağı 4 dil biliyor. Türkçe ve İngilizceleri çok iyi. Yüz yüze yaptığım görüşmelerde hepsi yurtdışında okuyup ülkelerine dönmek ve ülkelerinde hizmet etmek istediğini söylüyor. Bir kişiye kaliteli bir eğitim verdiğinizde, karakter eğitimini güzel aldığında, çevresini, toplumu değiştiriyor. Çevresini dönüştürebiliyor. Kız okulları 2006’da kuruluyor. Henüz 6-7 yıllık bir geçmişleri var. Ama etkisi çok geniş.” diyor. Afganistan’da 6 vilayette 17 Afgan-Türk koleji var. 4 tanesi ilköğretim, 3’ü de kız lisesi.
Afgan halkı tarafından büyük baskı altındayım
Afganistan Eğitim Bakanı Farooq Wardak, başlıktaki cümleyi kurmasına sebep olan baskıyı ve gerekçesini şöyle açıklıyor: “Çocuklarını Afgan-Türk okullarına kayıt ettirmek için benim aracı olmamı istiyorlar. Afganistan’da bin özel okul var, Afgan-Türk okulları hariç hiçbiri için aracı olmamı isteyen olmadı. Her vilayette en az bir tane Afgan-Türk okulu olmalı, bu sayede diğer okullar da onu model alabilirler. Afgan-Türk okulları bize sadece iyi mezunlar vermekle kalmıyor, aynı zamanda iyi insanlar da veriyor. Afgan-Türk okulları kız öğrencilerinin sayısını daha artırabilir. Bir kız çocuğunu eğittiğinizde, aileyi de eğitmiş olursunuz, toplumu güçlendirirsiniz, ekonomiyi iyileştirirsiniz. Çocuk ölümlerini de ciddi oranda azaltabilirsiniz. Yani kızların eğitimi topluma sağlık, bolluk, istikrar ve barış getirir.”
Savaşta Türk koleji bahçesinde nöbet tutan öğrenciler
Semiha Topal’a Afganistan’daki görüşmeleri sırasında bir Afgan gazeteci eşlik etmiş. Türkçesi çok iyi olan genç gazeteci, Türk ajanslara haber desteği sağlıyor, kitap çevirileri yapıyormuş. Fotoğraf çekiyor. Afgan-Türk Koleji mezunuymuş. Topal’a çarpıcı bir vakayı anlatmış: “Afgan-Türk okullarının hayati öneme sahip olduğunu söyledi. Çünkü Afganistan’da özel okullar Taliban sonrasında açılmış, 2002’de. Taliban döneminde bir özel okul varmış o da mezunu olduğu Şibirgan’daki Afgan-Türk okuluymuş. Burası o zorlu dönemde 3 yıl kadar eğitime devam ediyor ama sonra baskı geliyor, öğretmenler okulu kapatıp gidiyor. Öğrenciler okulu bırakmıyor. Eşyalar çalınmasın diye dönüşümlü nöbet tutuyorlar. İşte o nöbetçilerden biri karşımdaydı. Hocalar döndüklerinde okulu bıraktıkları gibi sağlam ve eksiksiz buluyorlar. Afganistan’da kız çocuklarını akrabasına bile göndermiyor insanlar. Ama bu kolejler öyle bir güven inşa etmişler ki aileler yakın çevrelerinden gizleyerek kızlarını yatılı Türk kolejine gönderiyor. Kültürlerinde evlenme çağında bir kızı okula göndermek yok. Ama Türk kolejine, öğretmenlerine güvenip gönderiyorlar. Çok veli bana ‘Türkiye’ye, başbakanına, cumhurbaşkanına teşekkür ediyoruz, buraya Afgan-Türk kolejini açtıkları için.’ dedi.”