1960’ların ünlüleri için çocuk sahibi olmak kariyerlerini bitirmek anlamına geliyordu. Bugün ise, neredeyse “çocuğu olmayan ünlü yeterince ünlü değildir.” diyeceğiz. Bir oyuncu, evli ve çocuklu ise daha itibarlı oluyor. Şarkıcılar “hayranlarım azalır” diye düşünmüyor. Uzmanlar, ünlülerdeki çocuk modasını, Batı’da nüfusun azalmasına bağlıyor. ZAMAN -15-01/2012
ÜNLÜ, EVLİ VE ÇOCUKLU
Amerikalı pop yıldızı Beyonce’ın geçen hafta bebeği oldu. Hamileliğin ve çocuk sahibi olmanın kariyerine zararı olacağını hiç düşünmedi. Bilakis kendisinden önce çocuk sahibi olan popçular, ünlerine ün katmıştı. Jennifer Lopez mesela. İkiz çocuklarıyla anne-bebek dergilerine poz verdi, hatta reklamlarda rol aldı. Lopez, artık magazin basınının en bol malzemeli ünlüsü. Çocuklarıyla tatile gidişi, gelişi, alışverişi her adımı haber oluyor. Lopez, hem çocuk yaptı hem de kariyer.
Çocukları sayesinde kariyerleri zirveye çıkan en ünlü çift herhalde Beckham’lardır. Geleceği parlak bir futbolcu iken dönemin ünlü pop şarkıcısıyla evlenen David Beckham’ın üç oğlu var. Eşi Victoria, artık sadece bir popçu değil, üç çocuk annesi bir moda ikonu.
Ünlü, çocuklu ve mutlu
Çocuklarıyla ünlü ve mutlu yaşayan bu çifti, Hollywood uzaktan izlemekle yetinmedi. Oyunculukla hiçbir alakaları olmasa da, ünlülerin mahallesi Beverly Hills’te koca bir köşke yerleştirdiler. Şimdi Hollywood’un meşhur “çocuklu oyuncu” çiftlerinden Tom Cruise ve Katie Holmes’le arkadaşlık ediyorlar. Cruise’nin en son hangi filmde oynadığını sorsanız çok az kişi bilir ama küçük kızını herkes.
Elinden biberonu ve çocuk çantası eksik olmayan Katie, bu görüntüsüyle hiç de “umutsuz bir ev hanımı” imajı vermiyor. Bilakis kariyer basamaklarını üçer beşer tırmanıyor. Artık oyunculuk için daha yüksek paralar teklif ediliyor.
6 çocuk sahibi Pitt ailesinden söz etmemek olmaz. Brad Pitt ve Angelina Jolie’nin üçü öz, üçü evlatlık 6 çocukları var. Geniş ve mutlu aile tablosu çizen çift dünya âleme, ünlülerin de çok çocuk sahibi olabileceği imajını verdi. Jolie, çok çocuk sahibi olduğu için “çılgın” olarak nitelendirilmedi. “Çirkinleşti” de denmedi. Aksine Hollywood’un itibarlı oyuncularından oldu. Çocuk sahibi olmayı kariyeri için avantaj haline getiren ilk ünlü belki de Demi Moore oldu. Üç çocuk annesi Moore, 1991 yılında ilk hamileliğinde kameralardan kaçmadı. Peş peşe çocuk sahibi olan Bruce Willis-Demi Moore çifti, her çocuktan sonra daha iyi filmlerde rol aldı.
1960’larda çocuk sahibi olmak, şöhretin bitmesi demekti
Hâlbuki 1960’ların yıldızları elinde biberonla ve altı bezli bir bebekle kamera karşısına geçseydi kariyerleri son bulurdu. O dönemin yıldızları anaç görünmekten özellikle kaçındı. Popüler kültürün en ünlü sarışını Marilyn Monroe’yi anne olarak hayal edebilir misiniz mesela? 1950’lerin güzellik sembolü Fransız oyuncu, manken ve şarkıcısı Brigitte Bardot’un da çocuğu yok. Ömrünün son demlerini hayvan hakları için çalışmakla geçiren Bardot’un aksine Oscar ödüllü sarışın Nicole Kidman ikisi öz, ikisi üvey dört çocuğun annesi. Katharine Hepburn gibi 1960’ların çocuksuz ve yalnız güzellerine karşılık, günümüz yıldızları çocuklu, ünlü ve mutlular.
Gerçi ünlülerin ve çocuklarının peşinde koşan magazin basınında eleştiri sesleri yükselmeye başladı. Çocuk sahibi olmayı imajlarının bir parçası haline getirmeleri olumsuz karşılanıyor. Yani şöhret yıldızı sönmeye başlayan çocuk yapıyor. Bir dönem magazin basınına açık saçık pozlar vermek şöhrete götürürken, artık çocuk sahibi olmak bunu sağlıyor.
Ajda Pekkan itiraf etti: “En büyük eksiğim çocuk”
Batı’da bunlar yaşanırken bizim ünlülerimiz durur mu? Gençliğinin başında, şöhret basamaklarını hızla tırmanırken çocuk sahibi olmaktan çekinmiyorlar artık. Bergüzar Korel, oğlunun doğumundan sonra oyunculuğa bir süre ara verdi ve istediğinde setlere geri dönebildi. Gülben Ergen’in üç oğlu var. “Hayranlarımı kaybederim” korkusu yaşamadı. Halbuki Ajda Pekkan, çocuk sahibi olmamasının en büyük sebebi olarak bunu gösterir. Sık sık pişmanlığını dile getiren Pekkan, çocuk sahibi olmaması için, “Hayattaki en büyük pişmanlığım.” diyor.
Başbakan eksik söylüyor, dört çocuk olmalı
Tüm bunlar akıllara Başbakan Tayyip Erdoğan’ın fırsat bulduğu her yerde üç çocuk çağrısında bulunmasını getiriyor. Pedagog Adem Güneş, benzetmeyi doğru bulmuyor ama şu manidar yorumu yapıyor: “Başbakan Tayyip Erdoğan’ın sözlerini Batı’da artan “çocuk arzusu” trendine bağlamak doğru olmaz. Zira Başbakan, Anadolu kültür öğelerine dayanarak bu sözü dillendiriyor. Ancak burada önemli bir husus var ki, 3 çocuk pedagojik açıdan doğru bir tavsiye değildir. Zira 3 çocuk olduğunda çocuklardan ikisi birbiri ile iyi geçinirken bir çocuk dışlanmışlık hisseder her zaman. O yüzden çocuk sayısı 4 olmalı.”
Özgürleştikçe çocuk yapıyorlar
Pedagog Adem Güneş: Batı’da özellikle ünlülerin çocuk sahibi olma arzusunu insanın kendi fıtratına yönelmesi olarak değerlendirmek gerekir. Modern dünya insanı öylesine yalnızlaştırdı ki, kendisini doyasıya ifade edeceği kişi bulmakta zorlanıyor. Ve güven kaybı, günümüz insanının en temel problemi. ‘Dost’ ihtiyacı Batılıları kendi çocuklarına güvenmeye itti. Hatta bunu şöyle ifade edebiliriz: “Ünlülerin özgürleşmesi”. Bundan bir önceki dönemde, güzelliğiyle, fiziğiyle büyük paralar kazanan ünlülerin evlenmesini popüler kültür doğru bulmuyordu. Zira kadın ne kadar “anne” olmadan bu sektörde var olur ise o kadar verimli olduğu düşünülüyordu. Bu bir bakıma kadının fıtratını veya annelik hislerinin ipotek altında tutulmasından başka bir şey değildi. Şu an gelinen noktaya baktığımızda ünlüler, üzerlerindeki bu sosyal baskıya boyun eğmiyor ve bebekleri ile var olmaktan çekinmiyorlar. Bu trende ülkemizdeki ünlülerin de katılmış olmasını oldukça önemli buluyorum.
Batı, artsın diye popüler evlilikleri ambalajlıyor
Evlilik terapisti Erhan Özden: Amerika’da her 3 evlilikten yalnızca biri ayakta kalıyor. Dolayısıyla Batı’da evliliği yeniden sağlamlaştırmak için birçok çalışma yapılıyor. Popüler evlilikleri, bu çalışmaların ambalajlanması olarak görüyorum. Bence iyi de oluyor. Çünkü şöyle bir anlayış oluştu; eğer kişi kendine yetiyorsa ve başka bir şeye ihtiyacı yoksa, evlenmeye de ihtiyacı olmadığını düşünüyor. Eşsiz ebeveyn kavramı çıktı. Bu algının temizlenmesi adına güçlü semboller bunlar. Sinema filmleri, gazete haberleri en güçlü mesajı pompalayan modellerdir. Çocuk sahibi olmanın “işe yaramayan ev kadını” olmak anlamına gelmediği mesajı veriyor. Çünkü algı böyle. Popüler örnekler sayesinde evlenmeyi, çocuk hatta çok çocuk sahibi olmayı arzu edilen yaşam tarzına döndürüyor. Modern toplumlarda bireyselleşme o kadar agresif hale geldi ki, bir noktadan sonra tersini doğurdu. Ters şeyler birbirinin sebebi-sonucu oluyor. Bu kadar bireysellikten sonra insanlar tersini arıyor, yani evliliğe ve çocuk sahibi olmaya yöneliyor. Fakat şundan endişe ediyorum; evliliğin, statü kazanmak için yapılır olması riski var. O zaman evlilikler gerçek evlilikler olmayacaktır. Altı boşaltılan bir kavram haline getirilebilir. Yani herkes Nike giyiyor diye Nike almak gibi bir şey olur.