Puslu bir İstanbul sabahı. Şehirde trafik yoğun. Orman köylerinde ise sis. Evlerin çatılardan çıkan duman olmasa terk edilmiş köy sanırsınız. Sokaklarda yalnızca soğuk, sis ve köpekler dolaşıyor. Bir tanesi çitlerin üzerinden atlayıp lahana ekili tarlaya dalıyor. Koklaya koklaya ilerliyor, terk edilmiş gibi duran bir evin kırık penceresinden içeri atlıyor ve gözden kayboluyor. Diğerleri köy meydanında kahvenin önünde kuyruklarını sallaya sallaya yürüyor. Köyün kabadayıları sanki. Sonra ekmek kamyonu geliyor, peşine havlıyorlar hep bir ağızdan. Şoför yarıya kadar açık penceresinden bize doğru sesleniyor: “Bunların yüzünden sokakta yürüyemiyorum.” Köyde dolaştığımızı görenler, kahveden ellerinde dumanı tüten çaylarıyla çıkıyor. Bizi “Aman dikkat edin. Bu köpekler sahipsiz. Ormandan indiler.” diyerek içeri buyur ediyorlar. Ormandan inen köpeklerin hepsi cins. Hani şu dünyanın parasına satılanlardan. Kirli de olsalar hallerinden bir zamanlar varlıklı bir evin gözdesi oldukları belli. Kuaför tarağı görmüşler yani. Şimdi Ömerli Barajı yakınlarındaki köylerde başıboş tavuk veya sahibinin dikkatinden kaçmış bir koyun peşindeler. Bir zamanlar pahalı mamalar yiyen bu şehirli hayvanlar, artık köylünün tavuğunu çalarak karnını doyuruyor.
Köylünün tavuklarını yiyorlar
Şile otobanı ile Ömerli Barajı arasında kalan ormanlık alan köpekler vadisine dönmüş. Sahipleri tarafından terk edilmiş köpekler bu ormanlık arazide yaşama tutunmaya çalışıyor. Birkaç hayvansever Şile otobanı kenarına onlar için yiyecek bırakıyor ama bunlar sayıları son iki yılda hızla artan köpekler için yeterli değil. Kervansaray Köyü Muhtarı İsmail Albayrak; “Geceleri otomobille geliyorlar, karanlık bir köşede bagajı açıp köpeği ormana atıyorlar. Gaza basıp gidiyorlar. Zavallı köpek de ormanda dolaşırken diğer terk edilmiş köpekleri buluyor. Sonra da yiyecek bulmak için köye iniyorlar.” diyor. Albayrak, bu bölgedeki 10’a yakın köyde artan köpek sayısından dolayı büyük endişe yaşadıklarını söylüyor.
Aslında köylüler başlarda terk edilmiş köpeklere sahip çıkmış. Fakat zamanla sayıları beşer onar artmış. Bakamaz olmuşlar. Hayvanlar, aç kalınca da köylünün tavuğuna, koyununa göz dikmiş. Bıçkıdere köyünden Sündüz Canbaz, gözünün önünde tavuğunu bir köpeğin yediğini söylüyor. Emekli Muhammet Öztürk’ün 25 tavuğunu yemişler. Kurban Bayramı’nda da iki kişinin kurbanlık koçunu yemişler. Çayırlık alanda yayılan ineklere saldırmışlar, danalarını yemişler. Hayvancılık yapanlar da o günden sonra yaklaşan köpeği vurmaya başlamış. Kervansaray köyünün kahvecisi İsmail Odabaşı, “Çocuklar sokağa çıkmaktan korkuyor, ekmek alsanız sokakta yürüyemiyorsunuz, elinizde çanta olsa bile saldırıyorlar.” diyor. Gülsüm Albayrak ise bahçesindeki lahanaları ve pırasalarını yiyememekten şikayet ediyor. Köpekler üzerlerine pisliyormuş. Meraklı ve aç köpekler yüzünden serasını sökmek zorunda kalmış. Köylerdeki kadınlar köpeklerden pek rahatsız. Nitekim yaşlı bir teyzeyi iki kez ısırmışlar. Bıçkıdere Köyü Muhtarı Yunus Akın, “Hastane kayıtlarına bakabilirler, bizzat ben götürdüm.” diyor. Belediyeye, kaymakamlığa durumu bildirince de “Hayvanları bırakanların plakasını alın ve bize bildirin.” cevabını almış.
Köylülerden Şevket Yıldız, gerekli önlemlerin alınmaması durumunda köylerde salgın hastalıkların başlayabileceğini söylüyor ve ekliyor: “Öyle köpekler var ki görseniz iki gün yemek yiyemezsiniz. Etleri lime lime dökülüyor. Uyuz olmuşlar. Önlem alınmazsa köylüler de hastalanabilir.”
Ormanlık iki tepenin arasında kalan vadide bir dumanı tüten evlere bir de havlama sesleri gelen ağaçlık alana bakıyoruz. Sis inmiş köye. Soğuk ve azar azar yağan yağmur alacakaranlığı ve kurtlar vadisini hatırlatıyor. Gerçi burası için “terk edilmiş şehirli köpekler vadisi” demek daha doğru olur. g.baki@zaman.com.tr
Şehirli köpekler yüzünden sokağa çıkamıyorlar
Turkuaz Köpek Çiftliği’nin sahibi Tuncer Ak, terk edilen köpeklerin kısırlaştırılmadığı için sayılarının hızla arttığını söylüyor. Önü alınmazsa durumun içinden çıkılmaz bir hal alacağı görüşünde. Köpek barınakları ise sayıları artan bu köpekler için yetersizmiş. Nitekim Bıçkıdere Muhtarı Yunus Akın, iki yıl öncesine kadar ormanda insanların geceleri rahat rahat gezebildiğini, köpeklerden sonra ise bunun mümkün olmadığını söylüyor. Akın’ın şöyle bir iddiası var: “Kurban Bayramı’nda Oruçoğlu köyünde bir çocuk kaybolmuştu. Bir gece ormanda kaldı. Çocuğa bir şey olmadı. O çocuk köy yakınlarında olsaydı sağ kalamazdı. Köpekler yüzünden gece sokağa çıkamıyoruz, saldırdıkları için bir köyden başka köye yürüyerek gidemiyoruz.”