DEVLET BABA DA ÇOCUKLARININ İSTİKBALİ İÇİN ENDİŞE EDİYOR!

“Çocuklar büyüdükçe sorumlulukları da, sıkıntıları da büyüyor.” der her anne-baba. Okulu, üniversite sınavı, işi, evliliği derken neredeyse 30 yaşına kadar dertleri bitmez. Peki, anne-babası devlet olan çocuklar… Yurtlarda hangi şartlarda kaldıklarını haberlerden takip ettiğimiz çocuklara 18 yaşından sonra acaba ne oluyor? 22-04-2012 ZAMAN

Hakan Gül, yetiştirme yurtlarında büyümüş. Şimdi Yıldız Teknik Üniversitesi’nde memur. Yetiştirme Yurdunda Kalanları, Ayrılanları Koruma Derneği’nin (YETKİM) başkan yardımcısı. Derneği kurma sebepleri yurtlarda büyüyen yani anne-babası devlet olan çocuklara, gençlere destek olmak. Bir nevi ağabeylik yapmak. Gül, “Devlet her türlü maddi desteği sağlıyor. Okumak isteyeni okutuyor, çalışana iş buluyor. Ama gençlik işte. Aklı bir karış havada oluyor. Bir yol gösteren olmalı. Psikologlar, uzmanlar var ama çocuklar için rol modelin olması ayrı bir şey.” şeklinde konuşuyor.

Hakan Gül, liseden sonra okumamış. Ama “Şimdiki aklım olsaydı okurdum.” diyor. Devlet memuru olarak çalışması da “Aklını başına al, çalışman lazım.” diyen ağabeyleri sayesinde olmuş. Bu yüzden kendi döneminden arkadaşları -hepsi iş güç, ev bark, çoluk çocuk sahibi- bu derneği kurmuş ve yurtta kalan çocuklara ve 18 yaşını geçmiş, yurttan ayrılmış olanlara destek oluyorlar.

Devlet de çocuklarının geleceği için endişeleniyor

“Devlet anne-baba” da çocuklarının 18 yaşından sonrası için epey endişeli. Okuması, evlenmesi, iş sahibi olması, en önemlisi toplumun sağlıklı bir bireyi olması için gayretli. Gül’e göre yeni nesil, kendi dönemindekilere göre daha bilinçli. Okuma oranlarının arttığını gözlemlemiş.

Çocuk Hizmetleri Genel Müdürü Abdulkadir Kaya da çocukların okumasını daha çok istediklerini söylüyor. Öğretmenleri, kurum personeli ve uzmanları okumak istemeyen çocuklarla özel olarak ilgileniyor. Nitekim yeni başlayan bir uygulama var ki Türkiye için çok sevindirici. Kurumda kalan 200 çocuk, özel okullarda eğitim görüyor. Kaya, sayının daha da artırılacağını söylüyor. Çocukları yeteneklerine göre yönlendirme uygulamasına başlamışlar ki spora yatkınsa spor, sanata yatkınsa sanat ağırlıklı eğitim alabilsinler. Spor federasyonlarıyla beraber güreş ve yüzme gibi branşlarda şampiyonalar yapıyorlarmış. Kısa film çekmeye başlayanlar var. Kaya, yurtlarda kalan tüm çocukların kısa film yarışmasına aktif katılımını beklediğini söylüyor.

Ebubekir Kurban da yetiştirme yurtlarında büyümüş. Kendi ayakları üzerinde durmaya başladıktan sonra yurtlardaki çocuklara manevi destekte bulunan Kurban, “3413 sayılı yasa yurtta kalan çocukların korunmaları sona erdikten sonra işe yerleştirilmelerini sağlıyor. Sosyal Hizmetler’in 18 yaşını dolduran ve yurttan ayrılan çocuklar ile ilgili en önemli desteği olan bu uygulama başarıyla sürdürülüyor. Bu yasa yetiştirme yurdu hayatından sonra hayata adapte olabilme ve tutunmaları açısından oldukça önemli ve çocuklar açısından rahatlatıcı bir koruyucu önlem olarak öne çıkıyor. Bu yasanın çocuklar açısından meydana getirdiği bir dezavantaj ise böyle bir koruyucu önlemin çocuklarda oluşturduğu rehavet, “Ne de olsa devlet iş verecek” rahatlığı atalete sebep olmakta ve onları kolaycılığa alıştırdığı bilinen bir gerçektir.” diyor.

Devlet korumasındaki çocuklar, üniversite okuduktan sonra bu yasadan daha avantajlı bir şekilde istifade edebiliyorlar. Bu sebepledir ki Hakan Gül, kendisi gibi yurtta kalanların diğer çocuklara mentorluk yapmalarını, yani onları motive etmeleri gerektiğini söylüyor ve ekliyor: “Çocuğa bir psikoloğun okuması gerektiğini söylemesiyle benim söylemem ayrı etki yapar. Nitekim benim üzerimde Ebubekir Kurban’ın büyük etkisi ve desteği vardır. 13-14 yaşında yurttan kaçtığımda beni kuruma geri dönmem konusunda ikna eden oydu.”

Yetim komşularınız olsa?

Çocuklar belli bir yaşa gelince hele de özgür ve asi ruhluysalar yurtlardan kaçabiliyorlar. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in baş danışmanı Ayşe Keşir, çocukların yurtlarda sosyal hayattan kopuk büyümesinin getirdiği bu sorunlardan söz ederek onlar için Ankara’da başlattıkları ve Türkiye geneline yayacakları ev usulüne dikkat çekiyor. Buna göre aynı yaş grubundan 5-6 çocuk için şehrin herhangi bir mahallesinde, ailelerin kaldığı bir apartmanda ev tutuluyor. Çocuklarla birlikte 24 saat bakıcı abla-ağabeyler oluyor. Ev sistemiyle çocuklar sosyal hayattan kopmuyor, ihtiyaçlarını karşılıyor, kişisel ve sosyal becerilerini geliştiriyor. Pazara gidiyor, faturayı ödüyor, misafir ağırlıyor. Keşir, bir çocuğun şu cümlesini unutamadığını söylüyor: “Artık ikamet adresi istediklerinde ev adresi veriyorum.” Çocukların böylelikle kendilerini hayata ait hissettiğini söylüyor. Bir de eğer yoksulluk sebebiyle yurtlarda kalıyorsa çocukların ailelerine maddi yardımda bulunuluyor ve çocuğun onların yanında kalması sağlanıyor. Bu çocukların 18 yaşından sonra hayata adapte olmaları daha kolay oluyor.

Devlet bunları yapıyor, çocukların böyle hakları var, peki biz vatandaşlar… Ebubekir Kurban diyor ki: “Vatandaşlar yetiştirme yurdu çocuklarını medya üzerinden tanıma kolaycılığını bir yana bırakıp yetiştirme yurtlarındaki çocuklarla bir araya gelmenin yollarını aramalıdırlar. Devlete, bu kurumların kalitesinin yükseltilmesi konusunda baskı yapmalıdırlar.”

Yurtta kalıp okuyan gençlere 25 yaşına kadar destek olunuyor

Devlet korumasındaki çocuklar eğer okuyorsa 25 yaşına kadar kurum bakımında kalabiliyor. Mezun olana kadar eğitim ve yaşam masrafları devlet tarafından karşılanıyor. Mezun olduktan sonra da iş bulmasında yardımcı olunuyor. Yasa gereği devlette memur olma hakları var, bundan faydalanabiliyorlar. Evlenirken biraz da sorumlu müdürünün gayreti gönüllülerin katkısıyla düğün masrafları karşılanıyor. Evi kuruluyor.

Okumuyorsa 20 yaşına kadar koruma kararı uzatılabiliyor. Meslek edindirme kurslarına gönderiliyor, sonra da uygun bir işe yerleştiriliyor. 2828 sayılı kanunun ek birinci maddesi uyarınca çocukların işe girmeleri sağlanıyor. Evlenmesi durumunda destek olunuyor.

Üniversiteler, kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşlarından destek alınarak gençleri hayata kazandırmak için çeşitli eğitimler veriliyor. Kendini tanıma, ifade etme, iletişim, motivasyon, olumsuz duygu ve stres yönetimi, çatışma yönetimi, dış görünüş ve beden dili, meslek seçimi ve kariyer planlama, özgeçmiş hazırlama ve yazma, uygulamalı mülakat teknikleri, iş kanunu ve çalışan hakları, toplumsal cinsiyet ve güç ilişkileri, kadın hakları, dil kullanımı vb. konularda bilgilendiriliyorlar.

Yine gençleri ileriki yaşamlarına hazırlamak amacıyla gelirine göre bütçesini planlama, kredi kartı kullanma, ev kiralama, fatura yatırma vb. konularda beceriler kazandırılmaya çalışılıyor. Gençlerin sosyalleşmesi, toplumsal kurallar ve ilişkiler ile arkadaş ve eş seçiminde dikkat edilecek konular hakkında da rehberlik hizmeti veriliyor.

Reşit olarak kuruluştan ayrılan her gencin kuruluşla ilişiği kesildiği tarih itibarıyla üçer aylık periyotla bir yıl süre ile izlenmesi ve desteklenmesine devam ediliyor. Desteklenmesi gereken çocuklara geçici ve süreli nakdi yardım da yapılıyor. Ayrıca kurumlardan ayrılan bütün çocukların; oluşturulan dernekler vasıtasıyla birbirleri ve genel müdürlükle irtibatları devam ediyor.

Bu yazı 2012, dosya haber, HABERLERİM kategorisine gönderilmiş ve , , , , , , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.