Devletin okullarda süt dağıtacak olması çok tartışıldı. Tıpkı önceki yıllarda dağıtılan fındık, peynir, süt tozu ve daha birçok üründe olduğu gibi. 1950’lerde dağıtılan ve Amerika’dan gelen süt tozu ve peynir, karaborsaya düşmüş mesela. Bir dönem öğrencilerin okul çantalarında süt bardağı da olurmuş. 1990’larda o kadar çok fındık dağıtılmış ki anneler çocuklarına, “Bugünkü fındıklarını getir de keke katayım.” bile demiş. 22-04-2012 ZAMAN
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, okullarda süt dağıtılacağını açıkladığından beri evlerde, iş yerlerinde, arkadaş muhabbetlerinde; “bizim zamanımızda fındık dağıtmışlardı, biz de süt içtik, bize süt tozu verdiydiler, bize sabun ve diş fırçası, o ne ki bize taze poğaça dağıtmışlardı…” şeklinde konuşmalar geçer oldu. Devletin okullarda dağıttıkları arasında neler yok ki; çikolata, diş macunu, süt tozu, krem peynir, fındık, ekmek ve kadın pedi.
Araştırmacı, yazar Ahmet Ünal, okullarda yapılan dağıtımların ilk olarak Amerikan Marshall yardımlarıyla başladığını söylüyor. 1948’de başlayan ve 1959’a kadar süren yardımlarla gelen süt tozu ve krem peynir tüm Türkiye’ye dağıtılmış. Süt tozuyla ilgili birçok insanın ilginç anıları var. Bazı bölgelerde okul yöneticileri süt tozunu fırın veya pastanelere verip karşılığında sandviç almış. Kimilerinde süt tozundan süt yapıldıktan sonra yoğurt mayalamışlar. Çoğu yerlerde okulda su ısıtıp süt tozunu karıştırıp dağıtmak zor geldiği için süt tozları çocuklara verilmiş, “Götürün evde anneniz yapıp içirsin.” denmiş.
Amaç sağlıklı nesil yetiştirmek
Yazar Güngör Uras da Marshall yardımlarıyla gelen kutu peynirlerin Anadolu’da dağıtıldığını hatırlıyor. Uras, “Eritme peynir damak tadına hitap etmiyordu ve peynire ihtiyaçları yoktu. Bu sebeple peynirler büyük şehirlere getirilir ve satılırdı. Ankara’da da bu peynirleri ukalalık olsun diye alırlardı.” Uras, okullarda kağıt da dağıtıldığını hatırlıyor. 25 yıldır Milli Eğitim Bakanlığı da çalışan ve Öğretmen Eğitimi Genel Müdürlüğü Şube Müdürü Mustafa Yakutcan da öğrencilik yıllarında (1968-1972) sandviç, süt, yoğurt ve ayran dağıtıldığını hatırlıyor. İlkokulu Isparta’da okuyan Yakutcan, “Sandviçler müsdahdem tarafından koli içine yetecek kadar konur. Nöbetçi öğrenci ilk teneffüs zili çalınınca sınıfa dağıtırdı. Okulda süt tozundan yapılan sıcak süt, kalaylı bakır maşrapalarla öğrencilerin kendilerine ait bardaklarına dökülürdü.” Sabun, diş macunu, diş fırçası ve çikolata da dağıtılan ürünler arasında. Bunlar üretici firmanın promosyonları… Devlet temizlik ve beslenme alışkanlıklarını desteklemek amacıyla dağıtımlara izin vermiş ama firmaların temel maksadı reklam.
Bugüne kadar en çok süt ve fındık dağıtılmış. Bu dağıtımın bir amacı yeni neslin sağlıklı beslenmesi olduğu gibi zorda kalan üreticileri desteklemek. Ahmet Ünal şunları söylüyor: “Fındık üretiminin desteklenmesi esasen bir devlet politikasıdır. Fakat merhum Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol ve halefi Köksal Toptan’ın memleketlerinin ve seçim bölgelerinin fındık yetiştirilen bölgeler olması sanırım fındık için önemli bir unsur olmuştur.”
Yazar Mehmet Altan, okullarda yapılan dağıtımları sosyal devlet olmanın bir gereği olarak görüyor. Türkiye’de devletin bu konuda stratejisinin olmadığını için bunun da aslında faydalı olan dağıtımları toplumun farklı algılamasına sebep olduğunu söylüyor. Altan, “Süt çocuklar için faydalı. Çikolata zararlı. Dağıtımlarda derli toplu ve derin bir mantık yok. Taşıma suyla değirmen dönmez. Strateji olmayınca neye göre ve ne için dağıttıkları belli olmuyor. Toplum da siyasetçinin yakınındaki işadamlarına para kazandırmak için yaptığını düşünüyor.”
Devlet ilk olarak Marshall yardımlarını dağıttı
Ahmet Ünal (Araştırmacı yazar):Marshall yardımından sonra 1960’lı yıllardan itibaren Türkiye’deki okullara BM tarafından UNICEF kanalıyla gıda yardımları yapıldı. Hem Amerikan hem de UNICEF yardımlarının saklanma ve servis imkânları o zamanların Türkiyesi için ciddi bir sorundu. Okullardaki süt tozundan zehirlenme olaylarının Türkiye’nin ihmalinden mi yoksa bozuk olarak gönderilen besin maddelerinden mi kaynaklandığını bugün net olarak bilemiyoruz.
Maalesef belirtmeliyiz ki, ABD yardımlarını ısrarla isteyen Türkiye’dir. ABD hibe veya kredi olarak gönderdiği yardımları nazlanarak verdi. Ülkemizde okullar çağdaşlaşmanın ve modernleşmenin en önemli kurumları görüldüğünden süt, yoğurt, peynir ve fındığın yanı sıra teknoloji ürünleri de öğrencilere dağıtıldı. Önceleri diş fırçası ve macunu ile başlayan bu yardımlar 90’lı yıllardan sonra çeşitlendi. Yardımların öğrenci ve velilere maliyet açısından bir yansıması olmadı.